enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpiyi partizafer partisiIspartaHaberYerel HaberYerel SeçimIsparta HaberIsparta HaberlerGündemGazetelerAstrolojiBurçlarIsparta Hava Durumu
DOLAR
32,3497
EURO
34,6833
ALTIN
2.393,81
BIST
10.161,93
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Isparta
Az Bulutlu
21°C
Isparta
21°C
Az Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
14°C
Pazar Parçalı Bulutlu
18°C
Pazartesi Açık
21°C
    medya ekibi
    medya ekibi

    Bağımlılıklarla Mücadelede Farkındalık

    Bağımlılıklarla Mücadelede Farkındalık
    25.01.2024 20:08
    20
    A+
    A-

    Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Bağımlılıklarla Mücadele Koordinatörü Akademisyen/ Sosyolog Ahmet Aydın, ‘Bağımlılıklarla mücadele sadece ülkemizin değil dünyanın da en önemli sorunlarından bir tanesidir’ dedi.

    Uzman isim Sosyolog Ahmet Aydın: ‘Başlangıçta bir davranış bozukluğu ya da engellenemeyen dürtü olarak ortaya çıkan bağımlılık: Bireyin, kullandığı herhangi bir nesnenin, yediği içtiği herhangi bir yiyeceğin ya da içeceğin veya yapmış olduğu herhangi bir davranışın kendisine zararı olduğunu bilmesine rağmen o nesneyi kullanmaya, o yiyeceği ve içeceği yiyip içmeye ya da o davranışı yapmaya devam etmesine denmektedir.

    Başlangıçta haz veren veya mutluluk hissi uyandıran maddeler ve davranışlar zamanla kontrol edilemeyecek bir hal alıyor ve bağımlılığa dönüşüyor. Bağımlılık denince eskiden insanın aklına ilk olarak sigara, alkol ve yasaklı maddeler gelmekteydi. Bugün ise bağımlılık değil artık bağımlılıklar diye çoğul bir kavramsal yapının içerisindeyiz. Bunun içindir ki bugün geldiğimiz noktada Bağımlılıkla Mücadele değil Bağımlılıklarla Mücadele etme noktasındayız.

    BAĞIMLILIKLARI KENDİ İÇERİSİNDE İKİ ANA BAŞLIK ALTINDA TOPLAYABİLİRİZ.

    1-Davranışsal Bağımlılıklar

    2-Kimyasal ve Bitkisel Bağımlılıklar

    DAVRANIŞSAL BAĞIMLILIKLAR;

    1-Teknoloji ve Ekran Bağımlılığı

    2-Sosyal Medya Bağımlılığı

    3-Dijital Oyun Bağımlılığı

    4-Kumar Bağımlılığı

    5-Sosyal İlişki Bağımlılığı

    6-Alışveriş ve Marka Bağımlılığı

    7-Yeme İçme ve Obezite Bağımlılığı

    8-Olumsuz Sitelere İlgi Bağımlılığı

    9-Şiddet Bağımlılığı

    10-İş Bağımlılığı

    11-Yalan, Küfür ve Argo Bağımlılığı gibi birçok bağımlılık türüyle karşılaşmaktayız.

    KİMYASAL VE BİTKİSEL BAĞIMLILIKLAR;

    1-Tütün ve Sigara Bağımlılığı

    2-Alkol Bağımlılığı

    3-Yasaklı Madde Bağımlılığı


    NOT: Davranışsal Bağımlılıkları Kimyasal Bağımlılıklardan ayıran en önemli noktalardan birisi, Kimyasal Bağımlılıklarda bağımlılık yapıcı maddeyi kullanan bireylerin bağımlı olma ihtimali çok yüksek iken Davranışsal Bağımlılıklarda bu durum kişiden kişiye değişmektedir. Bağımlılıklarla mücadele etmenin en kolay, en ucuz ve en masrafsız yolu hiç başlamamaktır, düşüncesinden hareketle, bizim bağımlılıklarla mücadelede temel hedefimiz FARKINDALIK oluşturabilmektir. Bu sayede çocuklarımızı, gençlerimizi ve ebeveynlerimizi bilinçlendirerek farkındalıklarımızı artırmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda 2018’den günümüze kadar birçok kamu ve özel kuruluşlarda 300’den fazla farkındalık çalışmaları yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Özellikle madde bağımlılığı çukuruna sürüklenmiş evlatlarımızın feryatlarını göz önünde bulundurarak, bir tek evladımızı bile yasaklı madde satıcılarının elinde bırakmak, onların ağına düşmesine izin vermek istemiyoruz. Karanlığa giden yolların aydınlanmasını sağlayarak karanlığın yok olmasını istiyoruz. Bağımlılıklarla Mücadele, ne sadece devletin ne de sadece eğitimcilerin görevidir. En büyük sorumluluk ailenindir. Unutmayalım ki! Hiç birimiz hepimiz kadar güçlü değiliz. Güçlerimizi birleştirirsek en güçlümüzden daha güçlü hale geliriz. Buradan bu mücadelenin en büyük yapı taşlarından biri olan, anne ve babalara da seslenmek istiyorum. Sevgili ebeveynler! Ne olur evlatlarımızı karanlıkta bırakmayalım. Lütfen çocuklarımızla itina ile ilgilenelim. Onları sadece sevmekle kalmayalım. Onlara sevdiğimizi söyleyelim ve davranışlarımızla bunu gösterelim. Unutmayalım ki! Ebeveynlerin söz ve davranışları çocukların zihinlerine yazılmaz, kazınır. Kendimizi güzel hasletlerle donatırsak çocuklarımız bunların en büyük şahitleri olacaklardır. Çocuklarımızın sadece akademik başarılarına odaklanmayalım. Sağlam karakterli nesiller yetiştirmeye çalışalım. Çünkü karakterli olmak başarılı olmaktan çok daha değerlidir. Sevgili ebeveynler! Amaç çocuklarımız dışarıdayken onlarla iletişim kurmaksa, lütfen ortaöğrenim çağındaki çocuklarımıza akıllı telefon değil, telefon alalım. Dijital oyun bağımlılığı, siber zorbalık ve sosyal medyalardaki itiraf sayfaları çocuklarımızı bekleyen en büyük tehlikedir. Özellikle ergenlik döneminde, çocuklarımızla kuracağımız iletişim ve davranış türlerine dikkat etmemiz, çocuklarımızın bu tür yanlışlıkların içerisine düşmemeleri noktasında önemlidir. Çünkü bizim anne baba olarak teknoloji ve sosyal medya ile yakınlığımız çocuklarımıza örnek teşkil etmektedir. Elinden telefonu bırakmayan, sosyal medyada sürekli gezinen ebeveynler evlatlarına olumsuz örnek teşkil etmektedirler. Böyle bir davranış gösteren anne ve babalar çocuklarına olumlu örnek olamadıkları için sözleri de tesirli olmamaktadır. Bir düşünürün deyimiyle ‘’Nefsini ıslah edemeyen, başkasını ıslah edemez.’’ Teknolojinin çok hızlı bir şekilde değişmesi, bizi ve çocuklarımızı çok hızlı bir şekilde etkisi altına almaktadır. Teknolojiden kaçamayız, onu kullanmak zorundayız. Ayrıca teknoloji hayatımızı kolaylaştırmada en önemli destekçimizdir. Buradaki en temel unsurlardan birisi maalesef, biz teknolojiyi ithal ettik fakat onun kültürünü ithal edip oluşturamadık. Temel sorun kültürü oluşturabilmektedir. Teknoloji bize hizmet etmesi gerekirken biz ona hizmet eder hale geldik ve sanki teknolojinin kölesi haline dönüştük. Kimyasal Bağımlılıklarla Mücadele de en büyük sorunlardan biri yada mücadelenin geç başlamasının nedenlerinden birisi maalesef ki, ebeveynlerin ‘Benim Çocuğum Yapmaz’ düşüncesi içerisinde olmalarıdır. Bu düşünce hem tespiti hem de müdahaleyi geciktirmektedir. Ebeveynleri bu düşünceye iten etken aslında psikolojik bir düşünceyi de ortaya koymakta. Çünkü insan sevdiği insanların olumsuz yönlerini, sevmediği insanlarında olumlu yanlarını görmek istemiyor. Yani anne baba evlatlarına konduramıyorlar. ‘’Kirpi yavrusunu pamuğum diye severmiş’’ sözü de bu durumu en iyi şekilde ifade etmektedir. Sevgili ebeveynler! Çocuklarımıza güvenmekle birlikte onları kontrol etmeyi de unutmayalım. Asla benim çocuğum yapmaz düşüncesi içerisinde olmayalım. Kimyasal Bağımlılıklar içerisinde yer alan Sigara Bağımlılığına özel bir paragraf açmak gerekirse. Sigara, günümüzde masum bir alışkanlıktan öte olmakla birlikte özellikle tek tek satılan sigaralar yasaklı maddeye giden yolda önemli bir adım olarak kullanılmaktadır. Bu konuda çok dikkatli olmak gerekiyor. Eğer çocuklarımız sigara kullanıyorlarsa onlara asla kıyıda köşede satılan tek tek sigaraları alıp içmemelerini hatta bir başkası tarafından ikram edilen sigaraları da içmemeleri konusunda uyarmamız çok önem arz etmektedir. Çünkü tek tek satılan sigaraların içerisine yerleştirilen yasaklı maddeler aracılığıyla, sigara içen çocuklarımız farkında olmadan ya da istemeden de olsa bağımlılık yapıcı kimyasallar bataklığına çekilmektedirler.

    Bağımlılık yapıcı kimyasallar her geçen yıl farklılık ve çeşitlilik göstermektedir. Özellikle son yıllarda hem ülkemizi hem de tüm dünyayı etkisi altına alan, ulaşılması ve kullanılması çok daha kolay olan adeta asrın vebası olarak karşımıza çıkan, kimyasal olarak amfetamin ile yakın ilişkisi bulunan Metamfetamin, Merkezi Sinir Sistemi üzerine güçlü uyarıcı etkisi olan, yüksek seviyede bağımlılık yapan sentetik bir maddedir. Halk arasında met, kristal, ateş, buz gibi isimler ile tanınan bu madde ağız, burun veya damar yolu ile vücuda alınabilmektedir. Dünyada kötüye kullanımı her geçen gün artan Metamfetamin, büyük bir halk sağlığı sorunudur. Ulusal Uyuşturucu Kullanımı ve Sağlık Araştırması (NSDUH) verilerine göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde 1,6 milyondan fazla bireyin metamfetamin kullandığı bildirilmektedir. Türkiye’de, bu maddenin kullanım oranlarına ilişkin net bir veri bulunmamasına karşın yapılan bazı araştırmalar son yıllarda kötüye kullanımının arttığını göstermektedir. Metamfetaminin küçük dozlarda kullanımı dahi kokain veya amfetamin gibi uyuşturucu maddeler kadar güçlü etkilere sahiptir. Metamfetaminin kısa süreli kullanımı bireylerde uyanıklık, fiziksel aktivitede artış, iştahta azalma, hızlı ve derin nefes alma, hızlı ve düzensiz kalp atımı, kan basıncında ve vücut ısısında artışa neden olmaktadır. Uzun süreli kullanımı ise bağımlılık, aşırı kilo kaybı, ciddi diş problemleri, kaşıntıya bağlı yaralar, endişe, beyin yapısı ve işlevlerinde değişme, hafıza ve uyku problemleri, artan şiddet eğilimi, paranoya ve halüsinasyonlar gibi etkiler yaratmaktadır. Ayrıca bu maddeyi damar yolu ile alan bireylerde kan ve vücut sıvıları ile bulaşan HIV, hepatit B ve C gibi bulaşıcı hastalıklara yakalanma riski de artmaktadır. Metamfetaminin uzun dönem kullanımında beyin hücreleri uyarı sayısını düzenlemek için maddenin bağlandığı reseptör sayısını azaltmaktadır. Bu durum bireyin madde kullanımında duyduğu hazzı aynı seviyede tutabilmesi için her seferinde daha yüksek dozda kullanmasına ve zamanla madde bağımlılığı gelişmesine neden olmaktadır. Bireyin maddeye ulaşamadığı durumlarda ise depresyon, sinirlilik, yorgunluk, iştah artışı, anksiyete, saldırganlık ve Metamfetamin için yoğun istek gibi semptomlar ortaya çıkar. Yoksunluk döneminde görülen bu semptomlar intihar düşüncelerine de neden olabilmektedir. Sonuç olarak dünyada ve ülkemizde kötüye kullanımı artan Metamfetaminin yüksek düzeyde bağımlılık yapıcı olduğu, kısa ve uzun vadede pek çok zararlı etkisi olduğu bilinmektedir. Bu maddenin kötüye kullanımı ile mücadelede başta aileler olmak üzere tüm topluma önemli sorumluluklar düşmektedir. Unutulmamalıdır ki en iyi tedavi her zaman FARKINDA olmaktır” dedi. ( Bülten)

    # türkiyebültenartışmücadeledişisim #Bağımlılıklarla Mücadele #Akademisyen/ Sosyolog Ahmet Aydın

    Instagram’da bizi takip etmek için TIKLAYINIZ

    Facebook’da bizi takip etmek için TIKLAYINIZ

    X’de bizi takip etmek için TIKLAYINIZ

    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

    sanalbasin.com üyesidir